30 Kasım 2016

Replik :)



Dikiz Aynası - 1973
Yönetmen: Ülkü Erakalın
Oyuncular : Sadri Alışık, Sevdağ Ferdağ, Mine Koşan


Kazım, Mine'ye söylüyor:

- Ben zaten eski bir aşkın mahvettiği bir Türk vatandaşıyım!

Replik :)



Zulüm - 1972
Yönetmen Atıf Yılmaz
Oyuncular : Türkan Şoray , Murat Soydan, Kartal Tibet

tarık * ve kerim * rakip gazinonun kabadayılarına dayılanıyorlar:

kerim - kardeşimin elleri zedelenmesin diye kavgadan vazgeçiyorum, biliyorsunuz kendisi piyanist ve bestecidir. hadi bişey çal da arkadaşlar oyalansınlar... hadi...
tarık, piyanonun başına geçer başlar oyun havası çalmaya


kerim - oynayın!!!

adamlar - biz köçek miyiz be?

kerim - anlamadım ? darbukasız oynayamam mı dedin? haa haklızın... hadi hep beraber oynayın oynayın. hahahahahah
(mermilerini ayaklarına boşaltır adamların)
akabindeki sahnede, dışarda:


tarık - senin hatırın için geçtim piyanoya, adamların hali gözümün önüme geliyor da, düşünsene hepsi kendi çevrelerinin kabadayısı, yarın herifleri köçek gibi oynattığın piyasaya yayılırsa halin nice olur !


15 Mayıs 2012

ŞEPKEMİN ALTINDAYIM

Şampiyonluk maçının olduğu gün aklıma düşmüştü bu film, yazmalıyım bunu mutlaka demiştim.

İki ezeli rakip Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yandan yemiş halleri SALATASARAY ve YENERBAHÇE'nin mücadelesini filmin arka fonunda da izlesek, aşk temalı , siyah beyaz bir komedi filmidir ŞEPKEMİN ALTINDAYIM.

Orhan Ayhan'ı  maç sahnelerini anlatan adam, Ajda Pekkan'ı dansöz olarak görebildiğimiz bu filmin yapım yılı 1965, yönetmeni Ülkü Erakalın, senaristi ise Bülent Oran.



Şepke deyince hemen anladınız sanırım, oyuncularımızdan biri Öztürk Serengil ki filmde kendisini iki rolde görüyoruz. Birinde çapkın bir futbolcu, diğerinde ise gariban bir sokak çalgıcısı.

Bizim meşhur ÜÇ ARKADAŞ filmimiz var ya hani, aynı ondaki gibi aslında konusu, sadece burada iş biraz sulandırılmış, araya komedi öğeleri katılmış, filmde müthiş bir hareketlilik var, temposu hiç ama hiç düşmüyor.

Daha öncesinde filmle ilgili kaleme aldığım bir yazıda giriş cümlesini şöyle kurmuşum:

"Filmde salatsaray ile yenerbahçe futbol kulüplerinin amansız mücadelesi inanmayacaksınız ama ameliyat parası biriktirmeye çalışan gariban iyi niyetli insanların hayat hikayeleri ile kesişmektedir."

Bizim üç gariban arkadaşımız sokak çalgıcısıdırlar, nafakalarını da sokakta şarkı türkü söyleyerek kazanırlar haliyle. Hani para parayı çeker ya,  burada da sefalet sefaleti çağırmaktadır o hesap. İnce hastalığa tutulmuş  gariban kızımızın ameliyat parasını denkleştirmek bizim üç kafadarın üzerine vazifedir.

Üçlüden; yerçekimine yenik bıyıklı, kel ve yeşşe diye konuşan abimiz işe bakın ki ünlü YENERBAHÇE spor kulübünün golcüsüne ikizi kadar benzemektedir. Futbolcu da çapkının önde gideni hem de nasıl, aklı karı kızda  olan biri. SALATASARAY- YENERBAHÇE  derbisi öncesi, Salatasaraylılar, bizim çapkını kaçırırlar. Amaçları mutlak galibiyettir, amaca giden her yol da mübahtır. Şikeyse şike, paraysa paradır arkadaş :)

Kader ağlarını öyle bir örer ki, sokak çalgıcısı abimiz kendisini yeşil sahalarda bulacak ve esas kızımızın ameliyat parasını denkleştirebilmek için canını dişine takacaktır. İmkanı olan herkes izlesin derim. Gerek hareketliliği gerekse oyuncu kadrosu ile döneminin en keyifli filmlerinden biri diyebilirim.

Geri kalan rol dağılımı da  kısaca şöyle:


vahi öz: yenerbahçe spor kulübü başkanı
hulusi kentmen :salatasaray spor kulübü başkanı
hüseyin baradan : salatasaray spor kulübü yöneticisi
yusuf sezgin : filmin yakışıklı esas oğlanı ama gel gör ki fakir
esen püsküllü: filmin ameliyat olması gereken esas kızı
ajda pekkan: yenerbahçeli öztürk serengil’i başdan çıkarmaya çalışan dansöz
sami hazinses: yusuf sezgin, öztürk serengil’den oluşan gariban takımının üçüncü kişisi
uğur kıvılcım : sami hazinses’in yavuklusu


















16 Haziran 2011

Babalar Gününde Onları Da Düşünen Biririleri Var


Selam :)

Harca... Harcadıkça daha da harca felsefesi güden sistem, babalar gününü , anneler günü kadar sömürmeyi henüz beceremedi ne mutlu ki :)

Türkiye'nin ilk ve tek sinema tiyatro müzesi TÜRVAK, babalar gününde bütün baba ziyaretçilere ücretsiz olarak kapısını açıyor. O da yetmiyor , akşamına "Ömerçip: Amca size Baba Diye Bilir Miyim ?" isimli filmi de ücretsiz olarak izleyebilecek bütün babalar.

"Ben Baba değilim ühhühüüü" diyen sevgili okurların kocaman olanları 10 TL, minik olanları indirimli 5TL'ye müzeyi gezme fırsatını bulacaklar. Film gösterimi de ücretsiz.

Naçizane fikrim, illa ki günün anlam ve önemine binaen bir film gösterilecek madem, bence bu "Aile Şerefi" veya "Sevgili Babam" olabilirdi diyor, huzurlarınızdan ayrılıyorum.

Not: Ücretsiz etkinliğe katılmak isteyenlerin, 0212 245 80 91 numaralı telefondan rezervasyon yaptırması yeterli olacak.

21 Mayıs 2011

Otobüs Yolcuları


Bugün taze taze izledim Otobüs Yolcuları'nı, bilmiyorum kaçıncı kez. Ayhan Işık ve Türkan Şoray'ın başrollerini paylaştığı 1961 yapımı bu siyah beyaz yapımı, İstanbul'u uçsuz bucaksızmış gibi gösteren bomboş arazileri, asfaltlanmamış yollarını, arabalar geçtikçe kalkan tozunu, daha yeni yeni kentleşmeye başlayan cânım şehrin apartman hayatına uyum sağlamaya çalışan sakinlerini, evlerine henüz saka ile su taşıttıkları ve bunu da modernlik olarak görmelerini, sokaklarında maniler söyleyerek ip atlayan çocuklarını, tattırdığı mahalle havasından dolayı bir ayrı severim. Çocukluğum gelir aklıma. Özlemim depreşir.

Film, doğru bildiğinin ardında sonuna kadar duran şoför Kemal ile fakir halkın sırtından geçinen hırsız bir müteahhtin kızı olan üniversiteli Nevin'in aşkına seyriciyi tanık ederken, arazi mafyasının ilk geliştiği yıllara adeta ayna tutuyor.

Filmin bir sahnesinden:

Kemal , Nevin'i belediye otobüs ile kaçırır. Seferini henüz yeni bitirmiştir ve biletçi Salih de az önce inmiştir araçtan. Kemal , son hız otobüsü bilinmeyen bir yere doğru sürer. Bu sırada korkan Nevin, kapıyı tekmelemekte , çığlık atmaktadır. Sonrasında Kemal, seyircinin boş bir alan olarak algıladığı bir yere otobüsü çeker. Kapının önünde korkuyla pısmış olan Nevin, kendisine doğru hamle yapan kemal'i görünce önce korkuyla sonra da telaşla "adam sandımdı seni" der. Kemal , Nevin'i öpüşüyle susturur (Bu sahne , Sultan'ı öpüşürken gördüğümüz ender sahnelerden biridir) . Derken, az önce durakta "heey Kemal, hay Allah" diye ünlemiş olan biletçi Salih amcamız depara kalkıp şahlanarak koşmuş bir şekilde otobüse yetişmiştir. Otobüsün kapı penceresine tıklar. Kemal kapıyı açar:

Biletçi Salih (Kemal'e) : kovulmak istiyorsun işinden? delirdin mi sen ?

Kemal başı önüne eğik: hı hım, der yerine geçer

Biletçi Salih (Nevin'e) : geç sen de yerine

Nevin, mahçup şekilde yerine oturur.

Biletçi Salih (şahit olduklarına dair içten duyduğu memnuniyet ve az önce gençleri paylamış olmanın verdiği güçle ) : tamaaam, der

ve yola devam ederler.